9 Mayıs 2007 Çarşamba

..:Niye yazıyoruz ki!:..

Niye yazıyoruz ki? Yanlış anlaşılma uğruna, en azından düşüncelerini istediğin bir şekilde anlatamayacağın halde yine de yazmaya devam ediyoruz. Edebi bir eser yazmasak da en azında birbirimiz ile, bazen farklı dillerde bile olsa yazışıyor ama sanki tam anlamıyla anlaşamıyoruz. Yetmiyor! Kelimeler de yetmiyor! Anlaşabilmek uğruna daha çok kelime yerine daha az sözcüğün yer aldığı ifadeler kullanmalıyız. Çelişiyorum! Anlatmak istediğimi daha az kelimeyle yazabileceğim halde zengin ifadeleri kullanmak için hala çok yoruyorum kendimi. Bir kere okunmak uğruna mı bu kadar zahmete katlanıyorum! Belki insan oğluna yapışmış aç gözlü olma, gözü doymama vasfından ileri geliyor. Bilemiyorum...

..:Girişimci Ruhu Ölmez:..

Yaşadıkça ufkum genişliyor, bu güzel bir şey ama kontrol altına almak gerekir. Bende bir huy var: ufkum genişledikçe hemen o konuda iş kurmayı düşünüyorum. Acemice bir düşünce işte. N'apayım, girişimci ruhu bende biraz fazla var. O yüzden kontrol altına alınması gerektiğini düşünüyorum ya. Kontrolden kastım; aslında iyi bir şey girişimcilik ama ince bir çizgi var: bir tarafta boşa koşuşturmak diğer tarafta ise ileriye atılmak... Tam burada belki bataklık örneği yerinde olabilir: Bataklığa saplanmışsın (yani çevren çamur yerine seni yutmak isteyenler ile dolu) ani hareketler seni daha çok dibe (içlerine) çekecek. Yani rekabet şansın azalacak, demek ki birden öne çıkmayıp basamakları teker teker, hazmederek ilerlemek.

..:İyilik yap, en iyisi denize at!:..

Acaba bu hayatta iyi şeyler yapmak için dosdoğru mu olmak lazım, yoksa bir takım hileler veya en azından beyaz yalanlar söyleyerek mi amacımıza ulaşmalıyız? Açıkcası cevabı tam bilmiyorum ama tamamen doğru olmak, eğer güçlüklere gögüs geremiyorsan iyi şeyler yapmana engel. Öyle ya iyi şeyler yapmak adına doğru sayılabilecek kötüler hiç yok mudur? Peki iyi şeyler yapmak için bile olsa girilen bu yol doğru mudur? Yoksa zaten iyi bir şey yapmadığın için kötü bir şey yapıyorsundur mantığıyla hiç iyi bir şey yapmamış olmamak için kötü bir şey mi yapmak... Saçmalıyorum galiba, kendimi ben bile anlamıyorum!

..:Şükretmek! Ne güzel şey:..

Hayatta mutlu olabilecek çok şey var. Herhalde saymakla bitmez. Ama şükredilecek daha çok şey var! Bu gerçeği kavrayabilene ne mutlu. ben gerçeği tam manasıyla kavrayabildim mi bilmiyorum ama şükretmek için günde bir saat yeter diye düşünüyorum. Öyle ya binlerce defa şükretmek bile bir kaç saatini alır insanın. Bir saate kat ve kat fazlası almamak ne büyük gaflet. Hem de sıkılmadan peyderpey alınabilecekken.

..:Kısa Dönem Askerler:..

Askerde başka devreler bir bir teskere alırken kısa dönemlerde çabucak askerlik yapıp giderlerdi. Elbette onlar için de zor olurdu ama bu durum biz, uzun dönemlere çok dokunurdu. Teskere almaya yakın, son gelenleri biz değil de onlar bizi gönderecekti. İlla ki olacak bir şeydi ama son günler ilaç gibi bir düşünceydi. Belki de kendini avutmaktan öteye geçemeyecekti; Farkındaydık. Ama bizi mutlu edecek her ilacı almaya hazırdık.